Merhaba sevgili Kaynarcarehberim.com okuyucuları,İnsan ilişkilerinde en çok dikkat çeken şeylerden biri, maskelerin kolayca takılıp çıkarılabilmesidir. Birinin arkasından söylenen sözler, çoğu zaman öfkenin, kıskançlığın ya da gizli bir huzursuzluğun ifadesidir. Fakat aynı kişiler, yüz yüze geldiklerinde bambaşka bir sahne oynar; sıcak tebessümler, samimi görünmeye çalışan sözler, dostluk gösterileri… Bu durum, modern çağın en ironik tablolarından biridir. İnsanın kendi içindeki çelişkisi, aslında en çok bu anlarda ortaya çıkar. Çünkü hakikatle yüzleşmek yerine, çoğu kişi kısa vadeli çıkarların, konforlu ilişkilerin ve yüzeysel bağların ardına saklanır.
Gerçek karakter, yalnızca güçlü olmak değildir. Aynı zamanda tutarlı olmaktır; düşünceyle söz, sözle eylem arasında bir bağ kurabilmektir. Arkasından küçümsediğin birine yüzünde sahte bir gülümseme sunmak, belki günü kurtarır ama ruhu tüketir. İnsanı içten içe zayıf düşüren şey, bu sahte uyumun alışkanlığa dönüşmesidir. Çünkü bir noktadan sonra kişi, kendi gerçeğini de unutur.
Oysa karakter sahibi olmak, en basit tanımıyla, kalbinin ve dilinin aynı dili konuşmasıdır. İnsan, ne düşündüğünü söyleyebildiğinde ve söylediklerinin arkasında durabildiğinde özgürleşir. Belki bu tavır, herkesin hoşuna gitmez; belki bazı kapıları kapatır. Ama insanın asıl huzuru, başkalarının gözündeki imajından değil, kendi vicdanının sessiz onayından doğar.
Gerçek samimiyet, yapmacık gülüşlerde değil, cesur doğrulukta gizlidir. Ve insan, ancak bu cesareti gösterdiğinde, kendine ve başkalarına gerçek anlamda değer vermeye başlar.Sevgiyle kalın….