Sezgi TUTAR

Tarih: 15.08.2025 14:51

Doğru söyleyen sadece anlatır, yalan söyleyen ise ikna etmeye çalışır.

Facebook Twitter Linked-in

Merhaba sevgili Kaynarca rehberim okuyucuları, Bu hafta köşe yazımda doğru ile yalanın  içinde  her iki cephede gelişen  farkındalığı anlatmak istedim.Nedir,Kural şudur: Doğru söyleyen sadece anlatır, yalan söyleyen ise ikna etmeye çalışır.

  Doğruluk, kendi içinde bir ağırlık ve netlik taşır. Ona inanan veya inanmayan yoktur. O, basitçe vardır. Bu yüzden, doğruyu söyleyenin sesi sakindir, tavrı kendinden emindir ve amacı şeffaflıktır.

   Ancak yalan söyleyenin durumu farklıdır. Yalan, doğası gereği kırılgan ve desteksizdir. Var olmayan bir şeyi var göstermeye çalıştığı için, ayakta kalabilmek adına sürekli bir ikna çabasına ihtiyaç duyar. Yalan söyleyen, sözlerinin gücüyle değil, sunuş biçimiyle, vurgularıyla, bazen de abartılarıyla bir inandırıcılık maskesi takmaya çalışır. Şüpheyi dağıtmak, boşlukları doldurmak ve birbiriyle çelişen detayları gizlemek için sürekli bir performans sergiler. Bu yüzden, yalan söyleyenin dilinde bir gerginlik, tavrında bir acelecilik veya gözlerinde bir kaçamaklık sezilir. O, gerçeğin sağlam zemininde durmadığı için, sürekli olarak kendini ispatlama yükü altındadır.

   Gerçeğin en büyük savunucusu kendisidir. Ona bir şeyler eklemeye veya çıkarmaya gerek yoktur. Yalan ise, her zaman yeni bir yalanla beslenmek zorunda kalan, bitmeyen bir ikna döngüsünün esiridir.Hoşça kalın haftaya görüşmek üzere.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —